top of page
Ana Sayfa: Hoş Geldiniz
Ana Sayfa: Ben Kimim?
Ana Sayfa: Blog2

Başarı İnsanı Değiştirir mi?

  • Yazarın fotoğrafı: Taha Yeşiltepe
    Taha Yeşiltepe
  • 17 Nis 2021
  • 3 dakikada okunur

İnsanoğlu sınırlı hayatı boyunca her zaman birtakım hedeflerin peşinden koşmuştur. Daha anne karnından yeni çıkmış bir bebek, hayatının ilk hedefi olan 'sağ salim doğma'yı gerçekleştirmiş, hedeflerle dolu hayatına ilk adımını atmıştır. Belirli bir süre bu hedefler insanın bilincinde yer etmiş halde olmaz. Şöyle ki yeni doğmuş bu bebek, farkında olmadan hedeflerini bir bir gerçekleştirir. Önce oturmayı, vücudunu ve başını taşımayı başarır. Sonrasında emekler ve ilk adımlarını atar. İçgüdüsel olarak ilerleyen bu süreç belli bir yaştan sonra kendi kendine bilinç kazanır. Çocuk bilinçli bir şekilde bir şeyleri hedefler ve bu hedefi doğrultusunda başarıya ulaşmaya çalışır. Gerçekleştirdiği her hedef ise onu sonu olmayan 'Yeni Hedefler Yolu'nda ilerlemeye sevk eder. Bu birey artık ömrünün sonuna kadar yeni hedefler koyup bunları gerçekleştirmeye çalışacaktır.

'Hayatınızda ilk hedeflediğiniz şey neydi?' sorusuna yüksek ihtimalle 'ilk bisikletimi almak' ya da 'okuma yazmayı öğrenmek' gibi hedefleri örnek gösteririz. Çünkü bu hedefleri başarmak istediğimiz yaşlardan önceki yıllarımızda halk tabiriyle 'aklımız kesmez'. Peki insanoğlu bu bitmek tükenmek bilmeyen hedefler furyasında hep başarılı olabilmiş midir? Bu başarı ve başarısızlıklar bizlere bir şey katmış mıdır? Hadi bunu irdeleyelim.

Dünya'nın en eski uygarlıklarından biri olan Çin'de bir atasözü 'Başarısızlık, başarıdan daha çok şey öğretir' der. Bu konuda çoğu insan hemfikirdir. Çünkü başarısızlıklarımız bizlere neyi doğru yaptığımızdan ziyade neyi yanlış yaptığımız ve neyi düzeltmemiz gerektiğini gösterir. Bunu güzelce analiz ettiğimiz ve aynı hataları yapmadığımız sürece başarı kaçınılmaz olacaktır. Örneğin olimpiyatlarda yarışan ve ikinci olan bir sporcu, bir sonraki olimpiyatlara kadar 4 yıllık süreç içerisinde onun ikinci olmasına neden olan hatalarının üzerine gidip 4 yıl sonraki olimpiyatlarda altın madalyayı boynuna takabilir. Bu kavramın dile getirilmesi her ne kadar kolay olsa da bu analizi yapabilmek fazlaca erdem istemektedir. Başarısız olduktan sonra o konuya küsüp, öfkelenip, suçu başka olgulara ya da kişilere atmak yapılacak en kolay ve en korkakça davranış biçimidir. Peki ya başarılı olduktan sonra insan değişir mi? Bu süreç ve kazanma hissi bizler de herhangi bir değişikliğe sebebiyet verir mi?

Dünya'nın gelmiş geçmiş en büyük komedyenlerinden biri olarak kabul edilen (kimilerine göre de gelmiş geçmiş en komik) ve hala kırılması imkansız gibi duran 'En Çok İzlenen Komedi Dizisi' ünvanına sahip Seinfeld dizisinin başrolü ve yaratıcısı komedyen Jerry Seinfeld, genç yaşta başladığı komedyenlik kariyerinde doksanlı yıllarda zirveye ulaşmıştır. Dizisi ve stand-up şovlarıyla milyarlarca insanın beğenisini almıştır. Öyle ki dizinin bir başka oyuncusu ve komedyen Michael Richards, Bali ormanlarında yaptığı gezide ormanda yaşayan bir kabilenin onu gördükleri an 'Kramer! Kramer!' diye bağırdıklarını (Michael Richards'ın dizideki karakterinin adı) kurdukları ilkel televizyonla Seinfeld izlediğini gördüğünü söylemiştir. Dokuz sezon devam eden dizi, final yaptığı gün Amerika'da insanlar işlerine gitmemiş, sokaklar ağlayan insanlarla dolmuş taşmıştır. Bu muazzam başarının sahibi Jerry Seinfeld son yıllarda 'Comedians in Cars Getting Coffee' adında bir Netflix belgeseli çekmektedir. Her bölüm ünlü bir komedyeni, güzel bir arabada ağırlayan Jerry, o komedyenle oturup kahve içer ve dünyaya bir de komedyen gözüyle bakmamızı sağlamaya çalışır.

Bu zevkli ve son derece samimi programın bir bölümünde Jerry konuk olarak 'Hangover serisi (Felekten Bir Gece)' ve 'Due Date (Git Başımdan)' gibi filmlerden tanıdığımız komedyen Zack Galifianakis'i konuk eder. İkili arabada sohbet ederken yanlarından geçen bir hayran ikilinin fotoğrafını çeker. Zach bu konuda oldukça rahatsız hisseder ve şoför koltuğunda oturan Jerry Seinfeld'in soğukkanlılığı karşısında şu soruyu sorar: 'Bundan rahatsız olmuyor musun?' Jerry'nin verdiği cevap ise ders niteliğindedir.


'Hayatın boyunca o kameranın önünde olmak için çabaladın. Neden şimdi önünden çekilmeye çalışıyorsun?'





Jerry Seinfeld'in bu akıl dolu cevabı bizlere bir şeyler anlatıyor. Doğamız gereği bir şeyleri hedefleyip bunu başardığımızda bir boşluğa düşüyoruz. Başarının verdiği his bizi mutlu ediyor ama bizi asıl mutlu edenin o başarı için çalışırken yaşadığımız anlar olduğunu çoğu zaman fark edemiyoruz. Asıl zevkli olan bir yere varmak değil yolculuğun kendisidir. Bu yüzden başarılı olduktan sonra bir şeyleri yanlış algılayabiliyor, yanlış yargılayabiliyoruz. İşte buna da 'İnsan Doğası' deniliyor. Her ne kadar bu doğamız gereği böyle olsa da her zaman kendimize yüksek hedefler koymalı ve bunları başarmak adına çalışmalıyız. Başardığımız anda ise yolculuğun bittiğini düşünmeyip bu başarının devamlılığı için tüm süreci göz önünde bulundurmalıyız. Başarı bizi değiştirmeli ve bu olumlu yönde olmalı. Hem kendimiz için, hem de insanlık için...


Nice başarılı günleriniz olsun.


 
 
 

Comentarios


Ana Sayfa: Instagram

İletişim

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

Ana Sayfa: İletişim

©2020, Yazar Taha Yeşiltepe tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page