top of page
Ana Sayfa: Hoş Geldiniz
Ana Sayfa: Ben Kimim?
Ana Sayfa: Blog2

'KAHRAMAN'I VE 'KÖTÜ'YÜ NE BELİRLER?

  • Yazarın fotoğrafı: Taha Yeşiltepe
    Taha Yeşiltepe
  • 27 Mar 2022
  • 3 dakikada okunur

Günümüzde özellikle sinema ve kitap sektörüne baktığımızda en çok tercih edilen yapıtların kahraman-kötü çatışmasına sahip filmler /kitaplar olduğunu görürüz. İyiler kötülerle savaşırken ve film/kitap sonunda bir şekilde onları mağlubiyete uğratırken bizler de zevkle bu savaşı izler, patlamış mısır kasesini ya da kahvemizi dakikalar içerisinde bitiririz. Bu tarz eserler her zaman bize içimizdeki iyiyi, içimizdeki kahramanı bulmayı ve keşfetmeyi öğütler aslında. Her insanın içinde iyiliğin ve kahramanlığın bulunduğunu söylerler ve bunu ortaya çıkarmak için kendi içimizde çıkmamız gereken yolculuğun ipuçlarını verirler. Tüm bu derinlemesine mesajları ise müthiş görsel efektler ve soluksuz izlenen aksiyon sahneleriyle süslerler.

Gündüz Daily Planet gazetesinde çalışan Clark Kent, herhangi bir tehlike durumunda gözlüklerini çıkarır. Pelerinini giyer ve Superman olarak suçlularla savaşır. Karşısında General Zod vardır mesela. Onun ezeli düşmanlarından... Bu muazzam güçlere sahip ikili mücadele ederken biz Superman'in tarafını tutarız. Üstelik onun kazanacağını daha filmi açmadan biliriz ama bunu nasıl yapacağını merak ettiğimizden izleriz.



Bir başka çok sevilen kahraman Batman ise aslında milyarder Bruce Wayne'dir. Gündüzleri tüm şehri yöneten bir zenginken geceleri suçluların korkulu rüyası olur. Karşısında ise çizgi roman tarihinin belki de en ikonik kötüsü olan Joker vardır. Biz bu mücadelede tabi ki Batman'i tutar, onun kazanmasını isteriz.




Peki ya neden herkes kahramanın yerine koyar kendini? Nasıl oluyor da milyonlarca insan, o filmde anlatılan tek hayatı kendi hayatıyla eşleştirebiliyor ve neden hiç kimse kötü karakter ile bağdaştırmıyor kendini? Hiç kötülerde kendinden bir şeyler bulanınız oldu mu?


Gelin tüm bunların cevabını daha önce kimsenin bakmadığı bir açıdan bakarak bulalım.


Kahramanların da kötülerin de bir yaşam akışı ve öyküsü vardır. Özellikle kitaplarda bu akış ve öykü daha detaylı işlenebildiğinden karakter ile alakalı çokça şey öğrenebiliyoruz. Temelde tüm öyküler kötü ya da kahraman fark etmeksizin aynı başlıyor. Karakter doğuyor, büyüyor, öksüz/yetim kalıyor, çokça zorluk ve travma yaşıyor, bu travmalar onu değiştiriyor, verdiği kararlar ve hayata bakışı değişen karakter olgunlaşıyor ve sonunda karşımıza çıkıyor. Travmadan bahsetmişken tüm ana karakterler gerçekten üzücü ve yıkıcı travmalar ve deneyimlerden geçiyor. Bu da özellikle çocukluk çağında, yani hasarın en çok iz bırakacağı zamanlarda başına geliyor karakterin. Kiminin anne ve babası gözünün önünde kurşunlanıyor vahşice. Kimisi ise kendi öz babası tarafından cinsel istismara uğrayıp işkenceye maruz kalıyor. Olgunluk çağında yani hikayede boy gösterdiği yaşlarda ise yaptığı tüm eylemler bu geçmiş ile bağlantılı olarak okura ya da izleyiciye yansıtılıyor.


Şimdi şöyle düşünelim. Kahraman da kötü de travmatik bir geçmişe, berbat bir çocukluğa sahip. İkisi de bu zor yaşamla baş etmek zorunda kaldığı için belli bir güce ve ideallere sahip. İkisi de diğer insanların arasından kolayca sıyrılabiliyor. Peki ya bu kadar benzerken nasıl oluyor da tamamen zıt eylemlerde bulunuyorlar? Birisi hayatını insan hayatını kurtarmaya adarken neden diğeri insanları öldürmeye ve dünyayı kaosa sürüklemeye çalışıyor? İşte neredeyse birebir geçmişlere ve travmalara sahip iki karakterde tüm bu tamamen zıt eylemlerin oluşmasını sağlayan şey aslında küçük bir fark. Evet birisi daha karizma bir görünüşe diğerleri ise yaralı yüzlere sahip ya da birisi çok karizma bir sese sahipken diğeri konuşma bozukluklarına ve korkunç bir sese sahip. Asıl fark bu değil. Fark şu:


'ACIYA NASIL TEPKİ VERDİKLERİ.'


Travmatik bir geçmişe ve onca acıya maruz kaldıktan sonra birisi 'Dünya beni incitti. Ben de onu inciteceğim.' derken; diğeri 'Dünya beni incitti. Bunun başkasının başına gelmesine izin vermeyeceğim.' demiştir. İşte KAHRAMAN ile KÖTÜ'yü belirleyen ince nüans budur. Ne yaşarsak yaşayalım, ne tarz travmalar bizi bulursa bulsun, acıya verdiğimiz tepki bizi biz yapar. Karakterimiz ve eylemlerimiz bizim çıkardığımız dersler doğrultusunda iyi ya da kötüdür. Hayat hiç kimse için kolay değildir. İster zengin olsun ister dünya güzeli... İnsan öyle bir varlıktır ki her iyi durumdan kötüyü; her kötü durumdan da iyiyi çıkarabilir. Eğer biz yaşadığımız tüm acılardan, tüm travmalardan gerekli dersleri çıkarırsak kuşkusuz daha güçlü bir insan olarak hayata devam edeceğiz. Özetle tüm bu siyah beyaz ayrımını sağlayan ufak fark bizlere gösteriyor ki:


'KAHRAMAN YA DA KÖTÜ OLMAK BİZİM ELİMİZDE!'





 
 
 

Comments


Ana Sayfa: Instagram

İletişim

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

Ana Sayfa: İletişim

©2020, Yazar Taha Yeşiltepe tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page