Nikola Tesla ve Güvercin Dostu
- Taha Yeşiltepe
- 27 May 2021
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 2 Haz 2021
Nikola Tesla... Hepimizin hayatımızda en az bir kere ismini duyduğumuz; mucit, fizikçi, elektrik mühendisi, makine mühendisi ve fütürist... Yaşadığı 1856-1943 yılları arasında bilime ve inovasyona damgasını vurmuş, 278 adet patenti bulunan, özellikle alternatif akım ve kablosuz elektrik aktarımı konusunda yaptığı çalışmalarıyla geleceğe yön vermiş, tüm zamanların en önemli bilim adamlarından birisi... Ülkemizde çoğu kişi Tesla adını araba markası olarak bilse de bu dahi bilim adamı, Edison Madalyası, Elliott Cresson Altın Madalyası ve John Scott Madalyası gibi uluslararası ödüllerin sahibidir.

Nikola Tesla'nın özellikle Thomas Edison ile olan rekabeti 'The Prestige' gibi filmlere konu olmuştur. Kimisi bu ikilinin beraber çalıştığını söylese de özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nde çoğu bilim adamı, Edison'un elektrik ile ilgili çalışmalarını Tesla'dan aldığını düşünmektedir. Bilimsel başarıları saymakla ve yazmakla bitmeyecek bu büyük dahinin her zaman okuduğunuz hayatı ve başarılarından ziyade başka bir hikayesini anlatmak isterim sizlere.
Tesla da çoğu dahi gibi toplum ile iç içe yaşamayı sevememiş ve kendini soyutlamış bir adamdır. Özellikle toplumu ayakta tutan en önemli normlardan olan evliliğin bilimine gölge düşüren bir olgu olduğuna inanırdı. Kafasında sürekli bir şeyler dönen ünlü mucit bir gün yine kendini insanlardan soyutladığı ve fizik ile alakalı bir kitabı okuduğu esnada, tek başına oturduğu banka bir güvercin konar. Güvercinin Tesla'dan korkmaması ve diğer insanların aksine ona ucubeymiş gibi bakmaması Tesla'nın hoşuna gider. O güvercini ürkütmeden sevmeye başlar. Sonraki gün parka geldiğinde cebinde yem getirmiştir ve o yemle parktaki güvercinleri besler. Önceki gün karşılaştığı gri çizgili beyaz güvercin de oradadır. Bu evcil hayvan sevgisi, kafasında milyonlarca şey dönen ve günlük sosyal yaşamı idame etmekte zorlanan Tesla için iç rahatlatıcı ve ilham verici gelmiştir. O akşamdan sonra her akşam aynı saatlerde New York parklarına gelip, ıslık çalarak tüm güvercinleri etrafına toplayıp onları beslemiştir. Özellikle bir icadın eşiğinde olduğu sıkıntılı ve bunaltıcı ruh hallerinde her zaman güvercinlerin yolunu tutmuştur.
'Mikrofobi' ye sahip olan ve insanların elini bile sıkmayan Tesla, güvercin arkadaşları ile gayet samimidir. Kimisi kollarına kimisi başına konup Tesla'nın onları beslemesine ve onlardan ilham almasına izin vermiştir. Hayatının son 10 yılını geçirdiği New York'taki Hotel New Yorker'ın 3327 numaralı odasının camı her daim açık ve güvercin arkadaşları için müsait olmuştur. Tesla'nın çevresindeki bazı insanlar ise Tesla ve güvercinler arasındaki bu sıkı bağı farklı şekillerde yorumlamışlardır. Bazılarının dediğine göre Tesla, gri çizgili o güvercine aşıktır. Halihazırda normal insanlardan çok farklı huylara ve özelliklere sahip Tesla'dan bu tarz bir şey bekleyenler de azımsanamayacak kadar fazladır.
Güvercinler de çoğu evcil hayvan gibi beslendikleri yerleri unutmayan canlılardır. Tesla'nın ilk gün beslediği o güvercin Tesla'yı ezberlemiş ve ünlü mucit nereye giderse oraya gitmiştir. Bir süre sonra yanında arkadaşlarını da getiren o güvercin Tesla'nın gözünde sembolik bir anlama kavuşmuştur. Öyle ki Nikola, o güvercin çevresinde olduğu sürece çalışmalarının başarılı olacağına inanmış, bir nevi o kuşu kendi şans tılsımı olarak düşünmüştür. Tesla'nın anlattığına göre bir gün 3327 numaralı odasında çalıştığı sırada o meşhur gri çizgili güvercin odanın camında içeri girer. Masaya konan güvercin Tesla'nın dediğine göre ona bakar ve resmen bir şey söyler. Tesla'ya artık yavaştan öldüğünü onu yalnız bırakmak zorunda olduğunu fısıldar. Tesla bunu kuşun gözlerinden de görmektedir. Sonraki günlerde kuş her geldiğinde gözlerindeki ışık gittikçe azalır. Bir gün ise kuş Tesla'nın masasına konar ve oracıkta can verir.
Bu olay Nikola Tesla'yı kahretmiştir. Şans tılsımı, biricik dostu ölmüştür. Güvercinin ölümüyle Tesla'nın tüm mutluluk ışığı sönmüştür. Büyük dahi, artık hiç olmadığı kadar yalnız hissetmektedir. Artık iyice içine kapanır ve sağlığı gittikçe kötüleşir. 86 yaşında odasında ölü bulunduktan sonra ölüm nedeni kalp yetmezliği olarak belirlenir. Masasında bulunan günlüğünde ise o kuş için şu ifadeler yer almaktadır:
'O güvercini bir erkeğin bir kadını sevdiği gibi sevdim. O da beni sevdi. O benim oldukça, hayatımda bir anlam vardı.'

Belçikalı Dj ve müzisyen Feliz De Laet, sahne adıyla 'Lost Frequencies' (Kayıp Frekanslar) 2016 yılında çıkardığı 'Here with you' (Burada seninleyim) isimli şarkısına bu hikayeyi baz alarak bir klip çekmiştir ve klip oldukça ses getirmiştir. Nikola Tesla'nın ona her zaman ilham verdiğini söyleyen Felix'in klibinde, Tesla ve güvercininin dostluğu animasyon olarak işlenmiştir. Klibi bu iki dosta ithaf etmiştir.
Dünya tarihini değiştirmiş bu büyük dahinin hayatının işleyişini değiştiren ve onu yalnız bir insan olmaktan kurtarıp mutlu bir insan yapan bu güvercin dostluğu gibi bizler de küçük mutluluklardan kendimize en fazla alabileceğimizi alıp bu stres dolu hayatta ruh halimizi maksimum düzeyde tutmalıyız. Sevgi her zaman ilham verici olmuştur ve her zaman yalnızlıkları aşmıştır. İster dünya tarihini değiştiren bir dahi olun, ister normal bir insan; sevgi her zaman iyileştiricidir...
Sevgi dolu günlere...

Comments