ATEŞİN İÇİNDEN GELEN ADAM-ROMAİN GROSJEAN

'Ben ateşin içinden gelen adamım'

Bu sözün sahibi eski F1 pilotu Romain Grosjean'dan başkası değil. 2003 yılında başladığı profesyonel yarışçılık kariyerinde her daim bir üst basamağa tırmanmış vc 2011 yılında Lotus F1 takımı ile test sürücüsü olarak ilk kontratını imzalayarak F1 sahnesine adım atmıştır. Test sürücüsü olarak çizdiği başarılı grafik ve hızı Romain'ı bir sonraki yıl Lotus F1 takımının iki ana pilotundan birisi yapmıştır. Çocukluğundan beri birçok farklı ülkede ve pistte kazandığı kupa ve madalyalar Romain'ın her daim pistteki en hızlı adam olma hırsını tüm yarışseverlere yansıtmaktadır.

Romain, Lotus takımına birçok puan ve başarı kazandırdıktan sonra 2016 yılında Amerika Birleşik Devletler menşeili tek takım olan Haas F1 takımına geçmiş ve bu takımda 2020 sezonuna kadar yarıştı. Takım arkadaşı Kevin Magnussen ile başlarda iyi bir kimya yakalayan Romain, henüz yeni kurulmuş takımının 2018 yılında Takımlar Şampiyonasında 5. olmasına katkı sağladı. Sonrasında sürpriz puanlar ya da talihsiz kazalar çokça görülse de karakteri ile her zaman örnek bir sporcu oldu. Ayrıca aile hayatında da örnek bir kişilik olan Romain'ın 3 adet dünya tatlısı çocuğu bulunuyor. Boş zamanlarında özellikle aşçılıkla uğraşan Grosjean ayrıca ünlü dj David Guetta'nın 'Dangerous' adlı klibinde de oynamıştı.

Gel gelelim anlatacağım olaya. 2020 yarış takviminde yer alan Bahreyn Grand Prix geçen yıl tam da bugün gerçekleştirilirken daha ilk turda inanılmaz bir hadise meydana geldi. Romain Grosjean'ın kullandığı araç daha ilk turda virajda kontrolden çıkıp bariyerlere çok sert bir şekilde çarptı. Öyle ki çarpmanın etkisi 53G (Direnç) kuvvetindeydi. Örnek vermek gerekirse bir F16 şavaş uçağı en fazla 9G kuvvetine dayanabiliyor. Bu büyük çarpma ile araç anında devasa bir alev topuna dönüşmüştü.

Tüm paddock (takımların sıralı olduğu ve ekiplerin yer aldığı kısım) dehşet içinde ekrandan bu alev topunu izliyordu. Karşılarındaki korkunç manzaraya bakabilmek yürek istiyordu. Herkesin o an düşündüğü tek şey Romain Grosjean'ın o alev topunun içerisinde ölmüş olduğuydu.

O an herkes yine bir yarış esnasında hayatını kaybeden F1 efsanesi Ayrton Senna'yı düşündü. Romain'ın sonuda öyle olmuştu. Bahreyn'de yarışı izlemek için tribünleri doldurmuş tüm seyirciler, ekran başındaki F1 izleyicileri, yarış pilotları, Romain Grosjean'ın ailesi,,, Herkes aynı dehşet verici fikrin içindeydi: Romain Grosjean ölmüştü.

Alev topu oluştuğu andan itibaren pist görevlileri ve sağlık ekibi hızla yangına müdahale etmek için seferber oldu. Alevler öylesine büyük ve inatçıydı ki yangın söndürme tüpleri etki gösterememişti. Tam tamına 28 saniye olmuştu alevler ortaya çıkalı. Herkesin dolu gözleri o turuncu cehennemi izlerken aniden bir şey oldu. Hiç kimsenin beklemediği bir şey... Alevlerin arasından bir kask göründü.

Romain Grosjean hayattaydı. Cehennemin alevleri onu yutmaya çalışırken o kurtulmaya ve sıkıştığı yerden çıkmaya çalışıyordu. Romain'ın bedenini alevlerin arasında hareket ederken gören bir yangın söndürme görevlisi hemen müdahale etti ve nispeten alevlerin Romain'ı yutmasını engelledi. O esnada Romain sıkıştığı yerden kendini çıkardı ve bariyerden alevlerin diğer yanına atladı.

Tüm F1 dünyası şoktaydı. Sağlık ekibi acil müdahalede bulundu. Romain gelen sedyeyi reddetti ve ayağa kalktı. Ekran başındaki eşine ve çocuklarına 'Bakın ben iyiyim' mesajı vermek adına ambulansa yürüyerek gitti.

Vücudunda çok yanık yoktu. Çünkü özel teknoloji ile üretilen F1 pilot tulumu alevleri oyalamıştı ancak eldivenleri ve elleri çok ciddi bir şekilde yanmıştı. Hastaneye gidildi. Sonrasında ise tedavisi başladı. Greft tedavisi ile yani doku transferi ile Romain'ın elleri tedaviye yanıt vermişti.

Ellerinin güncel durumu ise şöyle:

Tüm dünya kamuoyu bu olayı 'Mucize' olarak nitelendirdi. Romain Grosjean resmen yarım dakika boyunca metrelerce yükseklikteki bir alev topunun ve sıkıştığı aracın içinden mucizevi şekilde kurtulmuş ve hayata tutunmuştu. Buna en çok sevinen ise o an yarışı takip eden eşi ve çocuklarıydı. Bugün ise bu kazanın üzerinden tam 1 yıl geçmiş bulunuyor. Grosjean bu süreç içerisinde tekrar yarışmaya döndü ve Indycar serisinde yarışmaya başladı. Ayrıca tedavisi hala sürüyor. Bu hafta 2016 F1 Dünya Şampiyonu Nico Rosberg'in youtube kanalı için verdiği röportajda söyledikleri ise bizlere çok şey anlatıyor.

'O an korkmamıştım. Çünkü korkmaya bile zamanım yoktu. Hatta bir noktada tüm bu olayı kabul etmiştim. Tamam bu kadar demiştim. Öleceğim. Çok tuhaf bir duyguydu. Bu konuda hala psikoloğum ile konuşuyoruz. Çünkü nasıl olur da ölümü kabullenirim? İnsanlar hayatlarının gözünün önünden geçtiğini söyler. Hayır, ben böyle bir şey görmemiştim. O an huzuru görmüştüm. Vücudum rahatlamıştı. Çok tuhaf bir duyguydu. Hiç kimsenin bunu yaşamasını istemem. Yaşamak istemeyeceğiniz bir deneyimdi ama o an bu yaşadıklarınız sizi 100 kat belki 1000 kat daha güçlü yapıyor.'

Romain Grosjean bu açıklamaların üzerine şunu da ekledi:

'Ben ateşten gelen adamım.'

Romain Grosjean'ın başına gelen bu olay ve söyledikleri bizlere çok şey anlatıyor. Özellikle de son cümleleri. Çünkü hayatta öyle can sıkıcı öyle depresif anlar ya da zamanlar yaşıyoruz ki kendimizi bir alev topunun içinde, sıkışmış halde hissediyoruz. Sanki hiç kimse gelmeyecek ve biz o alevlerin içinde yanıp yok olacağız gibi. O an tüm bu faciayı kabulleniyor çoğumuz ve kendimizi o alevlerin arasında hareketsiz buluyoruz. Düşünsenize ya Romain o an kendini bu garip huzurlu hisse bıraksaydı? Bu korkunç kabulleniş onun hayatına mal olacaktı. Ailesine, sevdiklerine ve aşık olduğu bu spora veda edecekti. Ancak Romain o esnada bu 'kabulleniş' hissini değil de 'bu kötü durumun açığa çıkardığı 100 kat-1000 kat fazla gücü' kullandı. İnsanüstü bir eforla 'ciddi manada' cehennemin içinden kurtardı kendini ve şu an bunu yazdığım esnada ailesi ile oturup akşam yemeğini yiyebiliyor. Tam 1 yıl önce cehennemin içinde yapması gereken bu seçimde doğru kararı verdiği için şükrediyor ve kendisine teşekkür ediyor.

İşte bizler de hayatta yaşadığımız bu denli karanlık, ümitsiz, çaresiz ve cehennem misali anlarda mevcut durumu kabullenmek yerine kendimizi bu alevlerin içerisinden kurtarmalıyız. Savaşmalı ve kendimiz için hayatımızı tekrar kazanmalıyız.

Aksi takdirde yaşamanın anlamı nedir ki? 😉